Rahim İçi Patolejileri

Rahim İçi Kalınlaşma

Endometrium rahmin iç tabakasıdır. Bu dokunun kalınlık ve görünümü bir adet döngüsü içinde her gün değişir.Âdet kanaması ise bu tabakanın dökülmesi ve vajinadan dışarı atılmasıdır.

Rahmin iç tabakası olan endometrium bazı hormonal nedenlerle rahim içindeki bu dokunun döküle memesi ve birikmesi durumuna “endometrialhiperplazi” denir. Bu durum progesteron hormonunun yetersiz olması nedeniyle, östrojen hormonunun fazla uyarısı sonucu ortaya çıkar.

Vücuttaki östrojen hormonu kontrolsüz olarak fazla olduğunda ve progesteron hormonu az olduğunda endometrial doku kalınlaşmaya başlar. Bu durum halk arasında rahim zarında kalınlaşma, rahim içi kalınlaşma ya da rahim duvarı kalınlaşması şeklinde ifade edilir. Bu durum ileriki yıllarda rahim içi kanserine dönüşebilmesi nedeniyle önemli bir hastalıktır.

Üreme çağında 15 mm’ den daha kalın endometrium hamilelik işareti olabilir. Bu durumda mutlaka gebelik testi yapılmalıdır.

  • Menopoz sonrasında endometrium kalınlığının 5mm'den az olması gerekir. Kalınlığın artması durumunda mutlaka endometriumdan biyopsi yapılması gerekir.
  • Menopoz öncesi dönemde bu kalınlığın 15mm'den fazla olması kalınlaşma işareti olabilir.Tedavi ve takip gerektirir. Tedavisinde progesteron içeren hormon ilaçları kullanılır ve düzenli adet dökülmesi sağlanmalıdır.
Endometrial hiperplazi bulguları nelerdir?

* Kalınlaşmanın devam etmesi durumunda adet dönemleri uzar.

* Adet gecikmesi görülür, adet göremez

* Ara kanamalar görülebilir.

* Kanamaların fazla olması nedeniyle hasta kendini halsiz, yorgun hisseder bu da anemi bulgusu olabilir.

Endometrialhiperplazi yani rahim içi kalınlaşma en çok kimlerde görülür?

* Erken yaşta çocuk doğurmuş olmak ya da daha önce hiç çocuk doğurmamış olmak.

* Yumurtalıklardaki kistik olaylar nedeni ile adet düzensizliği yaşıyor olmak.

* Fazla miktarda sigara kullanımı.

* Şeker hastalığı gibi yumurtalıklarda yumurtlama fonksiyonlarını bozan kronik bir hastalığın olması.

* Adet düzensizlikleri nedeni ile östrojen içeren hapların uzun süreli kullanılması durumlarında.

* Meme kanseri nedeniyle tamoksifen kullanımı sonucunda oluşabilir.

* İleri yaşlara kadar adet görme ve menopoza geç girme durumlarında görülebilir.

Rahim iç duvarının kalınlaşmasının sınıflandırılması

1985’te WHO (Dünya sağlık örgütü) tarafından yapılan sınıflandırma da endometrial hiperplazi basit ve kompleks olarak ikiye ayrılır.Bunlarda kendi aralarında atipili ve atipisiz olarak ikiye ayrılırlar.Atipili hiperplazi de basit ve ağır olarak 2 gruba ayrılır.Bu sınıflandırma USG ile değil doku tanısına göredir.Tanı konulabilmesi için biyopsi alınır.Sonuç Atipisiz hiperplazi ise progesteron tedavisi verilir. Kansere dönüşüm riski %1-3 arasındadır.

Atipili hiperplaziler ise tanı amaçlı yapılan kürtajın arkasından gelen patoloji sonucuna göre rahimin cerrahi olarak çıkartılması gerekebilir.

*Basit atipili hiperplaziler de kansere dönüşüm riski %5-10 arasındadır.

*Kompleks atipili hiperplazinin kansere dönüşme riski %30-70 arasındadır.

*Patoloji sonuçlarına göre baktığımızda; Menopoz çağındaki kadın hastalardaki hipeplazilerin kansere dönüşme riski daha genç olup üreme çağındaki kadınlardakine göre daha fazladır.

Endometrial hiperplazi tedavisi

*Medikal tedavi atipisiz olan hiperplazi tiplerinde en az 3 ay sürecek şekilde progesteron medikal tedavisi uygulanır. Hastanın durumuna göre tedavi süresi değişir. Bu tip hiperplaziler de başlangıçta tanı koyabilmek amacıyla alınan doku örneklemesi aynı zamanda bir tedavi modalitesidir. Yapılan kürtaj ve verilen progesteron tedavisi %90 oranında hastada tam bir iyileşme sağlar.

Atipisiz hiperplazi tanısı alan hastaların bazılarında çok miktarda âdet kanamaları olur.Bu tip hastalarda progesteron içeren spiral uygulaması da tedavide iyi bir sonuç verir. Rahim içerisindeki gereksiz kalınlaşmayı progesteron içeren spiral önler ve kanamaları azaltır.

  • Endometrial hiperplazide tanı konulması: Rahim içi kalınlaşmasının kesin tanısı hastadan alınan küretaj yöntemi ile materyalin patoloji ile incelenmesi sonrasında konulur.
Ayrıca tanı konulurken ultrasonografi eşliğinde çok miktarda ya da düzensiz kanama şikâyeti olan hastanın endometrium kalınlığı ölçülür. Rahim iç katman kalınlığı adetin farklı günlerine göre farklı sonuçlar verir.Ultrasonografinin yapıldığı güne göre rahim iç katman kalınlığı ölçülür. Bu bize bir miktar bilgi verir ancak kesin tanı için rahim iç katmanından biyopsi alınması gereklidir.

Rahim iç duvarının kalınlaşması riskini azaltabilmek için yapılacak olan işlemler şunlardır;

*Düzensiz adet görmek riski artırdığı için adetler düzenli olmalıdır. Bu nedenle gereği halinde doğum kontrol hapı kullanılabilir.

*Meme kanseri sebebiyle tamoksifen kullanımı varsa 6 ayda bir jinekolojik muayene yapılmalıdır.

*Diyabet hastalığı var ise kandaki şeker seviyeleri normal düzeyde tutulmalıdır.

*Aşırı kilolu hastalar diyet ve egzersiz ile normal kiloya getirilmelidir.

*Her kadın farklı risk faktörleri yok ise mutlaka yılda bir kere jinekolojik muayene yapılmalıdır. Gereği halinde muayene sıklığı artırılabilir.